03.03.2015 16:15
Güvenlik lüks bir ayrıcalık, bir kısım topluluğun kendine özel sağladığı huzurlu bir ortam değil, vatandaşın vatandaş olmaktan doğan zaruri hakkıdır Devletin asli sorumlulugudur.Ekonomik ve siyasi krizlerin en yoğun yaşandığı 2001 yılının tamamında Türkiye’de işlenen suç sayısı sadece 299 bin 589’ken, 2010 yılında ülke genelinde 3 milyon 32 bin 676 suç, 2012 yılında 2010 yılına göre 253 bin 249’luk artışla 3 milyon 285 bin 925’e ulaşmıştır. 2001 ile kıyaslandığında 11 kat daha fazla suç işlenen ülkemizde 2012 yılında işlenen 3 milyon 285 bin suçtan dolayı bu olaylarda fail olarak 4.5 milyon kişi kayıtlarda yer almış, Davacı veya davalı olarak yaklaşık 21 milyon kişi de adliye kayıtlarına geçmiştir. 691 bin olay ise faili meçhul olarak kaldı. Yani ülkemizin üçte biri mahkemelik olmuştur. 2013 yılında ise 274 bin çocuk karakolluk olmuştur. 2008-2011 yılları arasında 16.289’u kız olmak üzere kaybolan çocuk sayısı 27 bini geçmiştir. Yine AKP hükümetleri döneminde kadın cinayetlerinde yüzde bin 400, fuhuşta ise yüzde 300 oranında artışlar yaşanmıştır. Metro yapanlar vatandaş niye cezaevine düşüyor bu gidişle Türkiye komple cezaevine girecek demek yerine tutuklanmayı kolaylaştıran yasa çıkartmayı, yetmeyen adliye binaları yerine Adliye Sarayları inşa etmeyi, 153 yeni cezaevi yapımı ile ekonomiyi canlandırmaya çalışmayı tercih eder olmuşlardır.
17-25 Aralık olayları baslı basına bir rezalettir. Hem devletin BBG evine dönmesi acısından hem de içeriği acısından. Devleti yönetenler kendi atadıkları adamlarla beraber kurumların hiçbirine güvenmemiş bir adli suçta sanıklar mecliste aklanmaya çalışılmıştır. Devleti yönetenler çocukken saklambaç oynarken kurt dersem cık hikayesi gibi devletin bütün imkanlarına rağmen bulamadıkları dijital bir adamı delikanlıysan cık diye arar olmuşlardır.
Vatandaşı suç işlemeye sevkeden unsurları ortadan kaldıracak, ne yaptıklarını gayet iyi bildiğimiz suçluların niye yaptıklarına bakacak, o niyeleri ortadan kaldıracağız. Caydırıcılıkla ilgili önlemlerimizi alacak, polis teşkilatımızı ve Adalet kavramını tekrar güven duyulur hale getireceğiz. Devlete ve onun kurumlarına ve o kurumların işlevselliğine olan inancı yeniden tesis edeceğiz. Devletimizi suç ve suçluların devleti olmaktan çıkaracak huzur ve refah içerisinde yaşayan insanların devleti haline getireceğiz.
